İnşaat Mühendisleri Odası Kırşehir Temsilciliği, dün bir basın toplantısı düzenleyerek, 12 Haziran'da yapılacak genel seçimler öncesinde inşaat mühendislerinin siyasilerden taleplerini açıkladı.
İnşaat Mühendisleri Odası'nda dün saat 11.00'de düzenlenen ve İnşaat Mühendisleri Odası Kırşehir Şubesi Başkanı Haluk Türedi ve Yönetim Kurulu üyeleri Nurullah Duran, Bülent Durmuş, Hüseyin Ünlü, Turgay Sayınoğlu, Zeliha Bahadır ve Şaban Aksoy'un hazır bulunduğu toplantıda, 12 Haziran'da yapılacak genel seçimler öncesi siyasi partilerden taleplerini açıklayan İnşaat Mühendisleri Odası Kırşehir Şubesi Başkanı Haluk Türedi, “İnşaat Mühendisleri Odası, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa, etnik ve dini temelli ayrımcılığın olmadığı, kardeşçe, barış içinde bir arada yaşama koşullarının oluştuğu bir Türkiye talep etmektedir” dedi.
Ülkemizin gelişimine ön ayak olan kamu yatırımlarına ayrılan payın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizerek, bu alanda belirlenen politikaların ekonomide ve inşaat sektöründe yarattığı tahribatlar nedeniyle kamu yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılması gerektiğini belirten Türedi, TOKİ'nin özel sektörle rekabet yerine asli görevi olan dar gelirlilere konut üretme amacına dönmesini ve TOKİ inşaatlarının Yapı Denetim Yasası kapsamında denetlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Meslektaşlarının özel sektörde ucuz işgücü olarak değerlendirilmemesi için gerekli olan yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini ve buna paralel olarak güvencesiz çalıştırmanın yasal dayanağı olan 4/C uygulamasının kaldırılması gerektiğini belirten İnşaat Mühendisleri Odası Kırşehir Şubesi Başkanı Haluk Türedi, İnşaat Mühendisleri Odası üyesi meslektaşlarının siyasi iktidarların, kamu yatırımları ve buna bağlı istihdam politikaları başta olmak üzere Torba Yasa, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, Hizmetlerin Ticareti Genel Anlaşması, TOKİ, Yapı Denetim Yasası, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı, Kamu İhale Kanunu, üniversitelerdeki eğitim kalitesi, teknoloji fakültelerinin kurulması ve benzer konulardaki yanlış politikalardan kaynaklı sorunlar yaşadığını vurgulayarak, genel seçimler öncesi siyasi partilerden taleplerini şöyle sıraladı:
“Torba Yasa'nın çalışanlar aleyhine olan maddeleri kabul edilemez. Yasanın ilgili hükümleri çalışanlar lehine yeniden düzenlenmelidir.
“Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde geliştirilen Hizmetlerin Ticareti Genel Anlaşması ve ikili anlaşmalar gibi taraflar arasında eşitlik ilkesine aykırı hükümler içeren, meslektaşlarımızın ülkemizde ve yurtdışında çalışma yaşamında hak kaybına sebep olan bu anlaşmalara son verilmelidir.
“Çıkış noktası itibariyle anlamlı olan, ancak zamanla sorumluluk alanının dışına çıkan ve sektörümüzde devletten aldığı destekle haksız rekabet yaratan TOKİ'nin temel felsefesi yeniden gözden geçirilmeli ve bugün devasa bir devlet şirketine dönüşmüş olan TOKİ, özel sektörle rekabet yerine asli görevi olan 'dar gelirlilere konut üretme' amacına dönmeli, TOKİ inşaatları Yapı Denetim Yasası kapsamında denetlenmelidir.
“Yapı denetim sisteminde denetçi ve kontrol mühendisi olarak çalışan meslektaşlarımız üstlendikleri sorumluluğun gerektirdiği ücreti almalı. Bu ücret 'meslek yaşına göre' kamuda çalışan meslektaşlarımıza verilen ücretten az olmamalıdır.
“Kamu ihale sistemi, 'adrese teslim ihale' anlayışının dışına çıkarılmalıdır. Kamu İhale Yasası aldığı eğitim gereği konunun uzmanları olan mühendis ve mimarlara ayrıcalıklı hükümler içermelidir.
“Ülkemizin teknik öğretmen ihtiyacını karşılayan ve nitelikli ara eleman yetiştirilmesinde önemli yeri bulunan teknik eğitim fakültelerinin teknoloji fakültelerine dönüştürülmesi bir yandan eğitimci açığını artırırken, diğer yandan uzun erimde ucuz ve niteliği sorgulanır mühendis istihdamına yol açacaktır. Bu karardan bir an önce dönülmelidir.
“1938 yılında çıkarılan 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ve İnşaat Mühendisliği Mevzuatı çağdaş normlara göre revize edilmelidir.”
“ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR
ANAYASA HAZIRLANMALI”
İnşaat Mühendisleri Odası Kırşehir Şubesi Başkanı Haluk Türedi açıklamasında ayrıca, 12 Eylül 1980 Askeri Cunta döneminde hazırlanan ve başta örgütlenme özgürlüğü olmak üzere tüm demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran mevcut anayasanın değiştirilmesinin, tüm toplumsal kesimlerin katılımıyla demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir şekilde hazırlanması gerektiğinin altını çizerek, ülkemizde yaklaşık 30 yıldır devam eden ve 50 bine yakın insanın canına mal olan ve de ülke kaynaklarının heba edildiği çatışma ortamının kalıcı olarak sonlandırılması gerektiğini vurguladı.